“A Killer Paradox” her ne kadar tamamıyla farklı kulvarlarda olsalarda benzer zaman diliminde yayımlanan kanlı diziler olması bakımından ister istemez “A Shop For Killers” ile karşılaştırılıyordu. Bende izlerken birçok kez karşılaştırdım ancak bu yazımda ikisini tamamıyla ayrı tutmaya çalışacağım.
Öncelikle söylemeliyim ki bu diziyi izlemeye dair herhangi bir planım yoktu. Son Seok Koo’yu sevmeme rağmen bu dizinin zayıf ve sıkıcı olay örgüsüne sahip olacağına dair ön yargılarım vardı. Ön yargılarımı yenmek için ise ilk bölümü sonuna kadar izlemem gerekiyordu.
Dizinin ilk bölümünü bitirmem, dizinin geri kalanını bitirmemden daha uzun sürdü. İlk bölümünün ardından hız kazanan diziyi finaline götürmek için ise gece gündüz izlemem gerekti. (Sadece 8 bölüm, ben abartıyorum) Genel olarak güzel bir diziydi diyebilirim. Ancak kesinlikle yaş sınırı olduğunu hissettiriyordu. 18 yaş altındaysanız kesinlikle önermem.
Dizi hakkında beğendiğim şeyler; oyunculuklar, senaryonun ön görülemezliği ve kesinlikle görüntü yönetmeninin çıkardığı harika işti. Dizi bana kült filmleri, kısmende olsa Quentin Tarantino ezgilerini anımsattı. Kore dizilerinde daha önce rastlamadığım sinematografi oldukça iyi ve ilgi çekiciydi. Bazı ağır çekim sahneler diziye ayrı bir hava katarken aynı zamanda komedi unsurları ile diziyi zenginleştirmişti. Oyuncuların karakterlerini benimseyişleri ve sunuş tarzları da hoşuma gitmişti. İlk baştaki sarı elbiseli kızın hikayesini izledikten sonra diziye olan merakım artmış ve sonrasında öldüreceği karakterlerin hikayesine dair merak duygum artmıştı. Ancak…
Asya dizi izle
Ancak beklediğim gibi olmadı ve işlenen cinayetler hız kazandı. Hikayeleri görmek yerine neredeyse öldürülen karakterleri bile görmeyecek duruma gelen dizi, gerilimi arttırmayı planladığı bu cinayet sahneleri yüzünden tüm hikayeyi yavaşlattı. Ardı ardına kötü oldukları için öldürülen insanların sahneleri dizinin gerilim unsurlarını tek bir yere yığarken adeta aceleye getirilmişlik hissi ile baş başa kalmama sebep oldu. Ayrıca dizinin ortalarında yaşanan ileri geri zaman kaymaları ile diziden ufak bir kopuş yaşadım ve bu kopmuşluk hissi beni düşündüğümden daha çok etkiledi.
Tüm bunların yanı sıra olay örgüsündeki bazı boşluklar, yürütülen soruşturmanın oldukça zayıf olması ve oldukça güvenilir bir ülke olarak lanse ettirilen Güney Kore’de bu kadar sık cinayetlerin işlenmesi hikayenin gerçekçiliğini yitirmesine sebep oldu. Sanırım senaristte bunun farkındaydı ve ‘kanıtların kaybolması’ olayını ufak bir fantastik ögenin arkasına sığdırarak kapatmaya çalıştı.
A Killer Paradox izle
Dizi merak duygusunu canlı tutması ve sıra dışı olay örgüsü sayesinde finalini kısa sürede gördüğüm bir yapım oldu. Sadece izledikten sonra daha iyi olabilirdi sanırım duygusunu görmemezlikten gelemedim çünkü dizinin genel olarak elindeki potansiyel gösterdiğinden de fazlaydı.
Diziyi izleyenler dizi hakkında ne düşünüyor?
Yorumlar